5 Eylül 2013 Perşembe

Kelebeğin Oscar Rüyası

illa ki bir oscar aday adayımız mı olmalı, bu tutumu hiç anlamıyorum...

son yıllarda benim için oscar ödüllerinin en değerli bölümü, haline gelen en iyi yabancı filmlerin yarıştığı bölüme dönüp bir bakacak olursak, en iyi yabancı film oscarı almış, hatta aday olmayı başarmış filmler nerede kelebeğin rüyası nerede...

kelebeğin rüyası, bir hikayeyi geçtiği dönemi elinden geldiğince ve tüm iyi niyetiyle yansıtmaya çalışarak  türk sineması adına belki yeni bir adım attı. ama bu yenilikçi ilk adımla yarışa girmeye çalışmak, büyük bütçelerle filmler yapan ve artık bu tarz konularda uzman olmuş bir sektör karşısında komik duruma düşmekten öte geçmez. oscar yarışında başarılı olabilmek zaten kazanan ve aday olabilen filmlerdeki gibi güçlü ve farklı senaryolarda gizli...

geçtiğimiz yıl ise ''ateşin düştüğü yer'' aday adayı gösterildi gösterildi de ne oldu.
yılmaz güney'in 30 yıl evvel ki ''yol''  filmindeki seyit ali ile ateşin düştüğü yer'deki kızın babası töre ile vicdanları arasında gidip gelmeleri açısından baktığımda,  yol'a benzer bir senaryoya sahipti ''ateşin düştüğü yer''  yol'un cannes 'daki başarısını örnek almış olabilir. ama '' ateşin düştüğü yer''  her ne kadar ''yol'' filmine benziyor desem de ''yol'' ile kıyasladığımda aradan geçen 30 yıla rağmen yeni bir şeyler söyleyemeyen, içi boş bir film olarak kalmış. sonuç olarak cürmü kadar yer yakabildi.

bu filmlerle oscar rüyamız olsa olsa bir kelebeğinki kadar sürer zaten.